Efelerin izlerinin peşinde…
Efelerin izlerinin peşinde bir yolculuk başladı üç yıl önce… Doğanın işaretlerini takip ettik yol boyunca. Köyler, dağlar, yaylalar geçtik efe yataklarına ulaştık. Her adımında derin bir tarihe ve kültüre dokunduk. Bu yol sıradan bir yol değildi. Her durakta yeni bir hikâye dinledik ve daha çok heyecanlandık. Efelerin izlerinin peşinde başladık yolculuğa… Doğa yol gösterdi. Tarih kapıları aralandı. Artık Efeler Yolu adım adım ortaya çıkıyordu.
Efeler Yolu fikrini ilk duyduğumda çok heyecanlandım. Aslında bu heyecanımın üç nedeni vardı. Birincisi, fikir başlı başına önemli ve etkileyiciydi. Bölgesel kalkınma çalışmalarının ve turizm projelerinin en önemli sorunu hep yaygın etkinin kısıtlı kalması ve sürdürülebilir olamamasıdır. Ancak bu proje bir yol açıyordu. Proje başladığı andan itibaren bölgeyi pek çok açıdan etkileyecekti. Efeler yolu tamamlandığında bölgenin turizm potansiyeli artacak, yerel girişimcilik ve markalaşma belirginleşecekti. Kimsenin yaşamadığı, gençlerin giderek azaldığı köyler yeniden canlanma imkanına sahip olacaktı. Söz konusu olan sadece ekonomik etkileri olan bir yürüyüş yolu değil, sosyo-kültürel etkileri de içeren bir kültür rotasıydı. Bu yol bambaşka bir yoldu.
Beni heyecanlandıran ikinci neden, Efeler Yolunun kapsayıcılığı ve ekip ruhuydu. Yolun etkilerinin yaygınlaşması ve sürdürülebilirliği için farklı bakış açıları gerekiyordu. Bunun için çok disiplinli bir ekip çalışması gerekliydi. Ege Üniversitesi’nden farklı uzmanlık alanlarına sahip akademisyenler bu proje için bir araya gelmişti. Önce Ege Üniversitesi Kültür Rotaları Araştırma Grubu oluştu. Ardından Efeler Yolu Derneği kuruldu. Farklı açılardan bakıldıkça birbirini tamamlayan adımlar ortaya çıkıyordu. Konuştukça birbirinden farklı fikirler oluşuyordu. Anladım ki yapılabileceklerin sınırı sadece hayal gücümüzdü.
Üçüncü neden ise, biraz daha kişiseldi aslında. Projeyi ilk duyduğumda ikinci oğluma hamileydim. Şimdi oğullarım Efeler Yoluyla birlikte büyüyor. Bu yolu birlikte yürüyoruz. Çocuklarımız için doğayla, kültürle, tarihle iç içe bir gelecek oluşturmaya çabalıyoruz. Bu da bana hep cesaret veriyor.
Biliyoruz ki daha yolun başındayız. Yürünecek çok yolumuz, atılacak daha fazla adımlarımız ve yapacak çok işimiz var. Biz hep ilk adımdaki heyecanla ve kararlılıkla bu yolda hayallerimizle birlikte yürümeye devam edeceğiz.
Efelerin izlerinin peşinde, bu yolda birlikte yürümek dileğiyle…